13 Nisan 2014 Pazar

Çocuk Parkları ve Oyun Parkı Kazaları

Anne olmadan evvel çocuk parklarını matah bişey sanırdım. Belki normal anneler için gerçekten de öyledir. Ama benim için bildiğiniz eziyet.Kızlarla evde oturmak çelikten bir sinir sistemi gerektirdiğinden az biraz tetikli yürümeye başlamaları ile kendimi sokağa atmam bir olduydu. Bu minvalde kışın havaların bahardan hallice olmasını da fırsat bildik, ocak başından beri sokaklardayız. Kahvaltıdan sonra kendimizi sokağa atıyoruz, tee öğlen yemeğine kadar.

Kızlar parkın yolunu kestiremezken iyiydi. Canım istediği zaman götürüyordum. Ekseri bahçede aa böcek, ooo ağaç, yaprağa bak, hav havı kovala öyle böyle oyalıyordum. Hem böyle böyle az buçuk kelime hazneleri de gelişmişti.Ama gel zaman git zaman parktan başka atraksiyonumuz olamaz oldu. Evden çıkar  çıkmaz parkın yolunu tutuyorlar, artık herşeye güç yetirdiklerinden de zaptetmek zor oluyor. Düşünün Canan kendi kendine salıncağın önündeki emniyeti kaldırıp binebiliyor. Kaydıraktan kayanı mı tutuyum, merdivenden sarkanı mı zaptediyim, büyük bebeler tırmansın diye sağa sola iliştirilen zamazingolardan düşmesinler deyi mi yarışıyım şaşkına dönüyorum. Yoruldum bıktım çıkamasınlar diye merdivenine oturuyorum itiş kakış başlıyor,kalkın gidelim diyorum ayrı telden ağıt tutturuluyor. Bana kalsa çileden başka birşey değil, kaldırın gitsin anam.

Ama öbür yandan herkes benim gibi bir başına iki civciv ile gezmiyor. Hem az biraz büyüyüp kendilerini idare etmeye başladıklarında ben de kenardaki bankta kitabımı okuyup ara sıra göz gezdirmekle yetineceğim diye kendimi teselli ediyorum.

Yine de güvenlikle ilgili dikkatimi çeken bazı noktalar var ki çocuk kaç yaşında olursa olsun geçerlilliğini koruyor. Bebelerimin eline oyuncak bebek veririken bile on kere düşünüyorum gözü çıkarmı, saçı kopar mı, aman bitarafını yurat mı diye. Bi zahmet şu parkları imal eden efendiler, sağa sola diken beyler de bin düşünüp, bir iş yapsınlar.

Park kazaları ile ilgili pek türkçe kaynak bulamadım. Ama Amlerikada Central of Disease Control and Prevention-CDC( Hastalıklardan korunma ve Önleme merkezi diye çevrilebilir) bir istatistik yayınlamış.Buna göre amerikada her yıl 14 yaş altı 200000 bebe acile bu alet edavatla oynarken başlarına gelen kazalar nedeni ile başvuruyormuş. Bu yaralanmaların da %45'i ciddi kırıklar, iç organ yaralanmaları, kafa travması, çıkık ve uzuv kompları gibi şakaya gelmeyen yaralanmalar. 1990 ile 2000 yılları arasında 147 bebe oyun parkı kazaları nedeni ile mefta olmuş. (evlerden ırak)Adamlar istatistiği çıkarıp tee 2000 yılında bu konuyla ilgili ciddi bir çalışma bile yapmışlar. Bizde oyun parkı kazası deyi aratınca anca komik video çıkıyor, o kadar ciddiye alabilmişiz.Son zamanlarda belediyelerimiz maşallah, çocuk parkı konusunda çok gayretkeş. Her yere bi dene konduruveriyorlar. Ama bence bebelerle ilgili bir mevzu olduğunda en iyisi bebesi olmayanların kenarda beklemesi,olanların da oralarda kendi bebeleri oyanayacakmış gibi kılı kırk yararak gerekli hassasiyeti göstermesi.Benim mevcut parklarla ilgil tecrübelerim ise şöyle:
1-En sorunsuz oyuncak salıncak. Tabi bizim gibi ıssız bir parkta oynuyorsanız. Sadece bir gün evin arkasındaki parkı 9-5-3 yaşlarında üç çocukla paylaştım.  Üstelik o gün komşulardan biri de yardıma gelmişti.  Nazlı'nın kafasında salıncak çarptı.  Ben onu avuturken Canan salıncağın önündeki emniyeti kaldırmış,  komşu da huyunu bilmediğinden farketmemis salıncaktan düştü. Dokuz yaşındaki kazık kaydıragin en tepesinden ayakkabılarını salıncaktaki Canan'ın kafasına fırlattı,  kıl payı sıyırdı. Hem bebelerimin canını kurtarmak için hem de alemin bebelerinin katili olmamak için eve kaçtım. Vaktiyle aman da parklar niye ıssız,  vay da bebelere televizyon izlettiriyorlar, tüh de yavruları sokağa salmıyorlar deyi veryansın etmişliğim var ama bütün kış pepe manyağı yapılan bebelerin de başı boş sokağa salınmasinin ne tehlikeli olduğunu yaşayarak öğrenmiş oldum.

Resim yazısı ekle


2-Kaydıraklara çıkarken kullanılan merdivenler: merdiven aralıkları yüksek olmayan, malzemesi metal, plastik mestal karışımı değil mümkünse sadece plastikten olan, kenardaki korkulukları sağlam,  aralıkları bebelerin külliyen gövdeyi geçirip kendisini boşluğa bırakmasına ve yahut cüncük kafalarını sıkıştırmasina olanak tanımayacak şekilde sık parmaklıklar ya da ona göre uygun bir malzemeden imal edilmiş olan kaydırak merdivenleri ideal olanlar diye düşünüyorum.

Buradan benim bebeler sığar.


Merdiven yüksekliği Fazla.  Parmaklık aralıkları geniş


oyun parkı kazaları
Metalal ve oldukca dar. Bir düşme  anında kafa göz  allaha emanet. ,
oyun parkı kazaları
Bu da aynı oyun parkının eşşek kadar aralıkları olan ara aparatı. Değil benim cücükler ben bile geçerim aralardan
oyun parkı kazaları
Aynı oyuncağın canına yandığım kaydırağı. Kenarları kafa güz yarsın diye itina ile sivriltilmiş. Ayrıca düşüşe kolayca imkan tanısın diye dar ve kenarları alçak olarak dizayn edilmiş.
Köydeki parkımız. Merdiven yüksekliği biraz zorluyor ama full plastik. Ne varsa köyde var.


3- kaydırak: malzeme kesinlikle plastik olmalı.  Kenarlar mümkün olduğunca yüksek olmalı. Ve bebelerin zemine düşüşü mümkün olduğunca yumuşak olmalı. Yani kaydırağın alt kısmı mümkün olduğunca alçak,  zemin kum ya da yumuşak parke taşı. Çünkü bazen o kadar ters bir şekilde aşağı düşüyorlar ki ayakları ile kendilerini hemen destekleyemezlerse enselerini kaydırağın en alt ucuna çarpabilirler.


Aynı tornadan çıkmış iki kaydırak. Üstteki zemine oldukça yumuşak bir düşüş sağlaken alttaki iki yaş civarı bir bebe için yüksek.

Bu da aynı parktan ibretlik başka bir manzara. Alttaki beton kısma dikkat. Üstelik yüksek bir kaydırağın alt kısmı. Yani bebeler bu noktaya ulaştığında bir hayli hızlanmış oluyor.
İşte Bu: Zemin yumuşak parke, alt uç yere oldukça yakın
Olması gerekene bir örnek daha. Çocuk zemine ne kadar kontrollü iniyor.



Bi de bu var. Kenarları ahşap, kendisi metal bir kaydırak. Zaten bebeleri tutamayacak kadar alçak olan ahşap kenar üstüne kırılmış bir de. Ayrıca bence kaydırak kenarları da pürüzsüz bir meteryalden yapılmalı.Bebeler hızla kayarken tutunduğunda elleri aynı hızla bu kenarlarda gezinecek çünkü. Bir de oldukça ince. Düşme,çarpma anında kesebilir pekala



4- Marifetmis gibi sağa sola iliştirilen tırmanma aparatları.  Bence bu aparatlara tırmanamayacak kadar küçük olan bebelere ayrılan bölgelerden ayrı bir yere kurulmalı bu tırmanma alanları. Merdivenle çıkılan kaydırağın iki yanına tırmanma alanı koyulduğunda bir bebe düşmesin diye kollamaya dahi tek bir kişi yetmiyor inanın. Varın benim halimi siz düşünün.
Herhalde en kötüsü bu. Bir tarafı tamamen boş bırakılmış. Ne bir korkuluk, ne bir tırmanma aparatı
Ayrı bir yere kurulmuş. Bebelerimi cezbetmediği için sevdim kendisini

Ne yalan söyliyim benim bile tırmanasım geldi.

İşte böyle dostlar. Buldum bunuyorum ama ne edelim. Buda benim derdim.

Not: Bebeler 20 aylık

Hamiş: Ben böyle parklara verip veriştirince, park konusunda dertli ama dertleri bambaşka olan bir anne sevgili yusuf ve yunusun annesi Deniz Hanım yorum yazdı. Bir dünya vatandaşı olan Deniz Hanım Türkiyedeki parkların plastik ve çok korunaklı olmasından yakınıyor bu yazısında. Farklı görüşler benim için çok kıymetli. Yazı da oldukça güzel. Bir de bu açıdan bakın derim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder